Röportaj: Şeref Kılıçlı
Not: Yazar arkadaşımızın izni ve arzusuyla eklenmiştir.
- “Bizden de Filistin’de toprak satmamızı istediler”
- 3. Köprüye hangi isim verilsin?
- Muhteşem Yüzyıl ve Fetih 1453 hakındaki düşünceleri...
| |
İnşaat Yüksek Mühendisi Abdullah Çelik Ulaştırma Dünyası'na verdiği röportajda, İstanbul Boğazı’na yapılacak üçüncü köprünün isminin de tartışmaya açılması gerektiğini söylemişti. İsim konusunda öneri de sunan Abdullah Çelik; Sultan II. Abdülhamid Han’ın hazırlattığı “Cisr-i Hamidi Projesi” hakkında bilgi vermiş, tarihimizde İstanbul Boğazı’na köprü yapılması için proje yaptıran ilk devlet adamı olması sebebiyle, köprünün isminin “II. Abdülhamid Han Köprüsü” olması gerektiğini ifade etmişti. Osmanlı Hanedanı’nın reisi konumunda olan, Şehzade Harun Osmanoğlu da Ulaştırma Dünyası’na verdiği özel röportajda, “Köprüye Sultan II. Abdülhamid Han’ın isminin verilmesi onun hatırası için de güzel olur. Yeni nesiller, gençler o dönem hakkında düşünürler, tarihimize daha çok ilgi duyarlar” diye konuştu.
Şehzade Harun Osmanoğlu ile yaptığımız sohbette sadece ulaşımla ilgili konuları konuşmakla yetinmemiz mümkün olamazdı. Son dönemlerde diziler ve sinema filmleriyle gündeme gelen Osmanlı tarihi ve saray yaşamı hakkında da konuştuk.
- Üçüncü köprünün ismi “II. Abdülhamid Han Köprüsü” olsun önerisini nasıl karşıladınız?
Şehzade Harun Osmanoğlu: Abdullah Çelik Bey’le yaptığınız röportajı okudum. Üçüncü köprüye isim olarak Sultan II. Abdülhamid Han’ın ismini teklif etmesinden aile olarak memnun olduk. Bu isim en güzel isim olacaktır diye düşünüyoruz. Köprüye Sultan II. Abdülhamid Han’ın isminin verilmesi onun hatırası için de güzel olur. Yeni nesiller, gençler o dönem hakkında düşünürler, tarihimize daha çok ilgi duyarlar. Nasıl ki Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ismi bir heyecan yarattı, herkes oradan geçerken “Fatih, Fatih” diyor, Sultan Abdülhamid Han isminde de böyle olacaktır.
“Özal, Fatih Köprüsü’nde bize danıştı”
-İkinci köprüye “Fatih Sultan Mehmed Köprüsü” ismi verilmişti, o zamanki duygularınızı anlatır mısınız?
Şehzade Harun Osmanoğlu: İkinci köprüye yani, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne ismini Rahmetli Turgut Özal vermişti. İkinci köprüye isim vermeden önce ailemizin görüşü almak için Rahmetli Şehzade Ertuğrul Osmanoğlu’yla görüşmüştü. “Köprüye, Fatih Sultan Mehmet ismini vereceğim, siz aile olarak böyle bir şeye nasıl bakarsınız” demişti. Biz de aile olarak memnun olacağımızı kendisine ifade etmiştik. Üçüncü köprüye “Hamidiye Köprüsü” ismini vereceğiz denilirse yine memnun oluruz. Mesela Şam’da, Kapalı Çarşı gibi çok büyük bir çarşı var, ismi “Hamidiye Çarşısı”. O çarşıyı Sultan II. Abdülhamid Han yaptırmış. Köprüye de “Hamidiye” ismi verilebilir. Herkes tarihiyle iftihar eder, bizim gençlerimiz de tarihleriyle iftihar etsin.
“Okumalarını tavsiye ederim”
-Tarihin gençler üzerindeki etkisine nasıl bakıyorsunuz?
Şehzade Harun Osmanoğlu: Gençlerimiz tarihimizi öğrendikçe kendilerine daha çok güvenecekler. Yaptıkları işlerde daha çok azimli olacaklar. Kişilikleri daha çok geliştirecekler. Tarihimize sahip çıkmak, tarihimizle iftihar etmek her bakımdan önemlidir. Osmanlıya atılmış birçok iftira var. Mesela, Sultan II. Abdülhamid Han’a “Kızıl Sultan” diyenler var. Gençler okuyup araştırdıklarında, yapılan eserlere baktıklarında bunların iftira olduğunu görecekler. Sultan II. Abdülhamid Han’ı kızı Ayşe Sultan’ın, Sultan II. Abdülhamid’i anlatan çok güzel bir eseri var. Okumalarını tavsiye ederim. Kitabı, Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Arapça’dan Türkçe’ye tercüme etti.
“Filistinliler II. Abdülhamid’i çok severler”
-Sultan II. Abdülhamid Han denilince hemen ilk akla gelenlerden bir tanesi de “Filistin Meselesi” değil mi?
Şehzade Harun Osmanoğlu: Filistin meselesi tabi ki önemli, Sultan II. Abdülhamid Han’ın bu konudaki tavrı da önemli. Yahudiler o dönemde, Sultan II. Abdülhamid Han’a Filistin’de kendilerine toprak satması için çok büyük para teklif ettiler. Devletin o dönemde maddi açıdan sıkıntılı olmasına, borçlarının olmasına rağmen Sultan II. Abdülhamid Han teklifi kabul etmedi. Sultan II. Abdülhamid Han niyetlerini bildiği için, “İsterseniz başka bir yerden toprak verelim size orada yaşayın fakat Filistin toprağını kanla aldık, ancak kanla veririz” demiş. Arap Dünyası bu olayı bilmiyordu, Kuveyt’teki bir mecmua; ismi El-Arabi, bunu yazdı. Ondan sonra öğrendiler. Ancak Filistinliler bunu daha önceden biliyorlardı. Filistinliler bu yüzden II. Abdülhamid Han’ı çok severler.
“Bizden de Filistin’de toprak satmamızı istediler”
-Dedeniz Sultan II. Abdülhamid Han’ın o duruşu bugün hala çok konuşuluyor.
Şehzade Harun Osmanoğlu: Sürgün döneminde, Şam’da, Yahudilerin avukatları bizi buldular. Bize; “Size çok para veririz, satın bize Filistin’deki topraklarınızı” dediler. Aile olarak kabul etmedik ve “Dedemize de teklif etmiştiniz, size Filistin’deki topraklarını satmamıştı. Torunları olarak biz de satmayız” dedik. 1948 yılındaki Arap-İsrail Savaşı’ndan sonra, İsrail o topraklara el koydu.
- Sultan Abdülhamid Han’ın birçok önemli eseri var. Ulaştırma konusunda ise demiryollarına verdiği önem dikkati çekiyor. Bunlar arasından da, manevi değeri de büyük olan “Hicaz Demiryolu” hakkındaki görüşlerinizi almak isterim.
Şehzade Harun Osmanoğlu: Hicaz Demiryolu, Sultan II. Abdülhamid Han’ın önemli hizmetlerinden birisiydi. Şam-Medine arasında inşa edilmiş, İstanbul’dan, kutsal topraklara; Medine-i Münevvere’ye kadar uzanan bir hat. İslam Dünyası için de çok önemli. Birinci Dünya Savaşı sırasında Şerif Hüseyin bu hattı tahrip etmiş. Medine’deki istasyon hala duruyor. O zamanın teknik imkânsızlıklarına rağmen ve maddi imkânsızlıklara rağmen bu hat yapılmış. Hattın yapılması için, devletin imkânlarına katkı olarak, İslam Dünyası’ndan bağış da toplanmış, Sultan Abdülhamid Han, hattın yapımı için kendisi de bağışta bulunmuş. O dönemde bu hat sayesinde, demiryoluyla hacca gidilmiş. Şimdi modern trenler var, modern trenlerle bu hat yine canlandırılabilir fakat bunun için hattın geçtiği devletlerin anlaşması lazım. Böyle bir anlaşma olursa şimdiki teknik imkânlarla kısa sürede hat yeniden modern trenlerle canlandırılabilir.
“O dizi tamamen hayal ürünü”
-Bugün Osmanlı Tarihiyle alakalı birçok dizi ve film çekiliyor. Onlar arasından özellikle Muhteşem Yüzyıl dizisi çok tartışıldı. Tartışmaya siz nasıl bakıyorsunuz?
Şehzade Harun Osmanoğlu: Muhteşem Yüzyıl dizisini olumlu bulmuyoruz. Haremle ilgili anlattıklarının hepsi iftira. Hangi kaynaktan bunları okumuşlar, Hareme kim girmiş de bunları yazmış! Kanuni Sultan Süleyman’ın onların anlattığı gibi boş bir vakti yoktu. Bir saat boş bir vakti varsa, gidiyor bir alimle sohbet ediyordu. Kanuni Sultan Süleyman zamanında sürekli sefer yapıldığını zaten biliyorsunuz, o zaman en az beş altı ayda bir seferden dönülmediğini de biliyorsunuz. O dizi tamamen hayal ürünü, anlattıkları gerçek değil.
-Peki, İstanbul’un Fethini anlatan “1453 Filmini” nasıl değerlendirdiniz?
Şehzade Harun Osmanoğlu: 1453 filmini beğendik. Yanlışlıklar yine var fakat genel olarak baktığımızda olumlu bulduk. Tarihle ilgili filmler ve dizilerin yapılması iyidir fakat yalan yanlış bilgiler olmamalıdır. “Muhteşem Yüzyıl’ın başka bir taraftan etkisi oldu mu” derseniz, oldu derim. İnsanlar gidip tarihle ilgili kitaplar aldılar, tarih okumaya merak saldılar, bu yanıyla yararı oldu ve dizide anlatılanların yalan olduğunu da gördüler.
Şehzade Harun Osmanoğlu
Osmanlı hanedanının hayattaki 24 şehzadesinden birisi ve hanedanın reisi olan Şehzade Harun Osmanoğlu, 22 Ocak 1932 tarihinde Şam’da doğdu. Babası Mehmed Abdülkerim Efendi, Sultan II. Abdülhamid Han’ın en büyük oğlu olan Mehmed Selim Efendi’nin tek oğlu idi. 1924′de Osmanlı hanedan üyelerinin yurt dışına çıkarılması sırasında Beyrut’a gitmişlerdi. Mehmed Abdülkerim Efendi, Şam’da evlenip 1930 ve 1932 doğumlu iki çocuğunu küçük yaşta yetim bırakarak 1935′te hayatını kaybetti. Dedesi Mehmed Selim Efendi’nin de 1937 yılında vefatından sonra, Harun Osmanoğlu’nun annesinden başka kimsesi kalmadı. Uzun sürgün yılları süresince yurt dışında hayat mücadelesi veren aile, 1974 yılında hanedan üyelerinin vatana dönmelerine izin verilmesinden sonra Şam’dan İstanbul’a geldi.
Teşekkürlerimle…
İnşaat Yüksek Mühendisi Abdullah Çelik’in gazetemize verdiği röportajda, üçüncü köprü için “II. Abdülhamid Han” ismini önermesinden sonra, Osmanlı Hanedanı’nın da konuyla ilgili fikirlerini almak istedik. Osmanlı Hanedanı’nın Reisi Şehzade Harun Osmanoğlu, röportaj isteğimizi kırmadı ve aile olarak duruma nasıl baktıklarını anlattı. Daha önce birçok gazetecinin röportaj teklifini kabul etmeyen Şehzade Harun Osmanoğlu’na ve bu röportajın yapılmasında büyük emekleri olan Sayın Edip Yağmurlu’ya teşekkürlerimizi sunuyoruz. “II. Abdülhamid Han Köprüsü” önerisini, II. Abdülhamid Han’ın torununa sormak tarifi zor bir duygu oldu.
İlk yayınlandığı yer ve kaynak:Ulaştırma Dünyası
Yasal Uyarı: Yayınlanan haberlerin tüm hakları ABECEM NET'e aittir. Alıntılanan haberin bir bölümü, alıntılanan habere
aktif link verilerek kullanılabilir.